Hakan Fidan: İsrail’in yayılmacılığı büyük tehdit
DIŞİŞLERİ Bakanı Hakan Fidan, “İsrail yayılmacılığının gerisinde yatan iki sebep var. Birincisi İsrail topraklarını genişletip büyük İsrail’i kurmak, ikincisi ise bölgedeki ülkeleri, bilhassa de İsrail’e komşu olan ülkeleri zayıf, etkisiz, bölünmüş vaziyette bırakmak” açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın Başşehri Doha’da katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Harika Ortak Doruğu Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın akabinde bir TV kanalına değerlendirmelerde bulundu. İsrail’in son saldırısından dolayı Katar halkına geçmiş olsun dileklerini ileten Fidan, “Türkiye her vakit olduğu üzere bugün de Katar’ın yanındadır. Türkiye ile Katar ortasında sarsılmaz bir bağ vardır. Cumhurbaşkanımızla Sayın Şeyh Tamim arasında çok güçlü bir dostluk ve liderlik ilgisi vardır. Biz Katar’ın bütün sıkıntı günlerinde olduğu üzere bugün de yanındayız. İsrail’in yaptığı bu son saldırıyı en güçlü bir formda kınadık ve Katarlı kardeşlerimizle görüştük. Ne cinsten milletlerarası ve bölgesel önlem alınması gerekiyorsa, onların yanında olduğumuzu kendilerine ilettik” sözlerini kullandı.
‘İSRAİL’İN YAYILMACILIĞINA KARŞI MİLLETLERARASI TOPLUM HAREKETE GEÇMELİ’
Bakan Fidan, bugün bakanlar toplantısı yapıldığını ve yarın başkanların bir ortaya geleceklerini belirterek, “Sizin de söz ettiğiniz üzere. Burada bugün şöyle bir hava gördüm. Artık olay yalnızca bizim bölgemizle, Filistin-İsrail sorunu ile değil, yalnızca İsrail’in Filistin’i işgal etme sorunu, Gazze’de bir soykırım devam ettirme sorunu değil, birebir vakitte İsrail’in bölgede bir yayılmacılık peşinde olduğu sorunu. Münasebetiyle hem Arap ülkeleri hem İslam ülkeleri, bu sorunu hem tespit etmede hem de buna karşı durmada memleketler arası topluluğu harekete geçirmede gereken hususları görüşecekler” dedi.
‘İSRAİL YAYILMACILIĞININ MAKSADI KOMŞU ÜLKELERİ BÖLÜNMÜŞ VAZİYETTE BIRAKMAK’
Fidan, bölgede mevcut durumda en büyük sorunun İsrail’in yayılmacılığı olduğunu tabir ederek, “İsrail yayılmacılığının ardında yatan iki sebep var. Birincisi İsrail topraklarını genişletip büyük İsrail’i kurmak, ikincisi ise bölgedeki ülkeleri, bilhassa de İsrail’e komşu olan ülkeleri zayıf, etkisiz, bölünmüş vaziyette bırakmak. Bunlardan biri de Suriye. Öteki ülkeler de var biliyorsunuz. O ülkelerle de bağlantı halindeyiz. Lübnan var, Ürdün var, Mısır var, İsrail’e komşu olan ülkeler. Bunlardan biri de Suriye. Suriye’ye yönelik taarruzları doğal çok yakından takip ediyoruz. Esad devrinden itibaren İsrail’in Suriye’ye yönelik operasyonları vardı. Bugün bunların belli oranda azalmış olmakla bir arada devam ettiğini görüyoruz. Lakin güneydeki olayları çok tehlikeli buluyoruz. Bilhassa toplumsal fay sınırları üzerinden Suriye’de bir bölünme alanı oluşturmanın ne Suriye’ye ne de bölgeye bir yararı olmayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
Bakan Fidan, Katar’a yönelik hücumun ABD’nin bölge ülkeleriyle ilgileri bakımından tesirine değinerek, “Biliyorsunuz Körfez’deki bütün ülkelerin ABD ile ilgileri âlâ, Türkiye’nin de bağları âlâ. Cumhurbaşkanımızın Sayın Trump ile özel bir bağlantısı de var. Ancak ABD politik sisteminde biliyorsunuz, İsrail ile alakaya girince bir istisna alanı var. Bu istisna alanı, maalesef öteki bütün alakaların birden üstüne çıkıyor. Bu natürel ABD’ye bölgede puan kaybettiren, durum kaybettiren bir durum. ABD’nin bölgedeki dostlarını epey gücendiren, ABD’yi de güç duruma düşüren bir durum. Lakin bununla birlikte Cumhurbaşkanımız, bizler, ABD’lilerle her düzeyde bu mevzuyu görüşerek İsrail’in bölgede ortaya koyduğu insanlık kabahatlerinin, sivil kayıplarının, yayılmacılığın temelinde yalnızca bölgeyi değil, global güvenliği de çok etkilediğini, Amerika’nın öncülük ettiği milletlerarası sistemi topyekün çöküşün eşiğine getirdiğini her fırsatta söylüyoruz. Fakat burada da Amerikan siyasal sisteminin natürel harekete geçmede kendi içinde açmazları var, onu da kabul etmek gerekiyor” açıklamasını yaptı.
‘FİLİSTİN İŞGALİ, GAZZE’DEKİ SOYKIRIM DEĞİL, BİREBİR VAKİTTE İSRAİL’İN BÖLGEDE YAYILMACILIĞININ DA BÖLGE ÜLKELERİ İÇİN BÜYÜK BİR TEHDİT OLUŞTURDUĞUNU GÖRÜYORUZ’
İsrail’in bölge ülkeleri için büyük tehdit oluşturduğunu vurgulayan Fidan, “Esas prestijiyle biliyorsunuz İsrail’in bölgedeki sorun alanı Filistin topraklarını işgal üzerinden başlamıştı. Daha sonra bu sorun aslında evrildi. Yalnızca şu anda Filistin topraklarının işgali, Gazze’deki soykırım değil, birebir vakitte İsrail’in bölgede yayılmacılığının da bölge ülkeleri için büyük bir tehdit oluşturduğunu görüyoruz. Bölgedeki öbür Arap ülkelerine, İslam ülkelerine İsrail’in saldırması ve topraklarını işgal etmeye başlaması, bunu en son bu yeni taarruzda Katar’da gördük. Bu şu anda asıl üzerine odaklanmamız gereken büyük bir sorun. Yalnızca Filistin sıkıntısı ile karşı karşıya değiliz, birebir vakitte bir İsrail yayılmacılığı ile karşı karşıyayız. Sorun bu formda tanımlandıktan sonra aslında İslam ülkelerinin, Arap ülkelerinin bir ortaya gelerek bu yeni tanımlanmış sorun üzerinden tahlil ve yanıt getirmeleri gerekiyor. Yani bölgesel güvenliğimizin daha sağlam kurumsal temellere oturtulması gerekiyor. Bölgede hiç kimse hiç kimsenin güvenliğini tehdit eder durumda olmamalı. Bölge egemenlik, güvenlik ve toprak bütünlüğü üzere meseleleri aşmış olmalı. Fakat İsrail’in şu andaki saldırgan siyaseti, büsbütün bu noktalar üzerine odaklanmış durumda. Bugün yaptığımız bakanlar seviyesindeki toplantıda, yarın yapılacak önderler seviyesindeki toplantıda bu mevzuların çok geniş bir biçimde tartışılmakta olduğundan emin olabilirsiniz” sözlerini kullandı.
Katar’ın hücum sonrasında gösterdiği tavırdan övgüyle bahseden Fidan, “Biz Katar’ın arabuluculuğunu çok pahalı buluyoruz. Baştan beri de destekliyoruz. Ben her iki vazifemde de gerek evvelki istihbarat vazifemde gerek artık de Katar’ın bu tipten faaliyetlerinde daima bir arada çalıştık ve çalışmaya da devam edeceğiz. Bilhassa Katar’ın ateşkes konusunda aldığı riskler, ortaya koyduğu efor, başta Sayın Şeyh Tamim, daha sonra Başbakan Muhammed bin Abdurrahman, bunlar çok değerli, değerli teşebbüsler. Biz bunları destekliyoruz. Mısırlı kardeşlerimizin de burada büyük bir rolü var. Katar her türlü riski alarak günü devam ettiriyor. Takdir ettiğimiz şu ki, bu son olaydan sonra da aslında Katar’ın bir duygusallığa kapılmadan ümmetin ve bölgenin maslahatını düşünerek tekrar arabuluculuğa devam etmek konusunda bir sinyal vermiş olması. O da ayrıyeten takdire şayan bir şey” diey konuştu.
